pass to

English-Turkish Translation

  1. Verb elden ele geçmek
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

pass to one's debit
zimmetine yazmak Verb
pass to a higher position
ileriye geçmek Verb
pass to another place
intikal etmek Verb
pass to profit and loss account
kâr ve zarar hesabına getirmek Verb
pass to sb's account
birinin hesabına geçirmek Verb
pass to sb's credit
birinin alacağına (matlubuna) yazmak Verb
pass to sb's debit
birinin zimmetine geçirmek Verb
pass to sb's heirs
birinin mirasçılarına geçmek Verb
pass to someone by inheritance
intikal etmek Verb
pass to someone heirs
birinin mirasçılarına geçmek Verb
pass to the heir
mirasçılara geçmek Verb
pass to the heirs
mirasçılara geçmek Verb
pass to the order of the day
gündeme geçmek Verb
(counterfeit money) to pass off
geçirmek Verb
(driver) to pass a vehicle on its left side
sollamak Verb
(estate) to pass by sale
satış yoluyla temlik
(impersonal passive) to pass
geçilmek Verb
(meeting) to pass off quietly
sakin geçmek Verb
(motion) to pass by a simple majority
salt çoğunluk ile kabul edilmek Verb
(possession) to pass into someone else's hand
el değiştirmek Verb
(sports) to pass the ball to each other
paslaşmak Verb
(time) to pass
ilerlemek Verb
be waiting for the post to pass
postacının geçmesini beklemek Verb
be waiting for the postman to pass
postacının geçmesini beklemek Verb
bring round to pass
husule getirmek Verb
bring round to pass
yaptırmak Verb
bring to pass
oluşturmak, oldurmak, vukua getirmek, vukuuna sebep olmak, ifa etmek, başarmak.
bring to pass
başarı ile sona erdirmek, sonuçlandırmak, icra/ifa etmek, gerçekleştirmek.
cause someone to pass out (because of heavy drinking
sızdırmak Verb
come to pass
vaki olmak, hali … olmak, başına (bir iş/felaket vb.) gelmek, sonu …'e varmak.
His hopes of success
did not come to pass: Başarı umutları gerçekleşmedi/suya düştü.
come to pass
vaki olmak, vukua gelmek, hasıl olmak, husule gelmek.
come to pass
olmak, vukua gelmek, meydana gelmek, zuhur etmek.
Things have come to a pretty pass: (a) işler
şimdi yoluna girdi; (b) işler tam bir çıkmaza saplandı.
Things have come to such a pass that … : İşler öyle bir duruma girdi ki …
happening coming to pass
vuku
have come to a pretty pass
güç duruma düşmek Verb
have come to a sad pass
kötü bir durumla karşı karşıya gelmek Verb
let to pass
geçirmek Verb
make a pass (at) to a woman
kadına laf atmak Verb
make up something and try to pass it off as the truth
kafadan atmak Verb
pass (entitling its holder to free entry or a reduced rate
paso
pass ... through to ...
...'i ...'e yansıtmak Verb, Economics
pass a vote of confidence to sb
güvenoyu vermek Verb
pass a word to a girl
laf atmak Verb
pass an amount to the credit of sb
bir meblağı birinin alacağını (matlubuna) geçirmek Verb
pass an amount to the credit of sb
bir meblağı birinin alacağına geçirmek Verb
pass an amount to the credit of sb
meblağı birinin hesabına alacak geçirmek Verb
pass an amount to the credit of sb
bir meblağı birinin alacak hesabına geçirmek Verb
pass an amount to the debit of an account
bir meblağı bir hesabın zimmetine geçirmek Verb
pass an amount to the debit of sb
bir meblağı birinin borcuna geçirmek Verb
pass an amount to the debit of sb
bir meblağı birinin borcuna (zimmetine) geçirmek Verb
pass an item to an account
bir kalemi bir hesaba geçirmek Verb
pass an item to the curent account
bir kalemi cari hesaba geçmek Verb
pass an item to the current account
(Br) bir kalemi cari hesaba geçirmek Verb
pass an order to sb
birine bir sipariş vermek Verb
pass close to the village
köyün yakınından geçmek Verb
pass from one to another through heredity
geçmek Verb
pass on ... to the price
...'i fiyata yansıtmak Verb, Accounting
pass on a tax to sb
birine vergi yüklemek Verb
pass on a warning to sb
birine ihtar vermek Verb
pass on to a new subject
yeni bir konuya geçmek Verb
pass on wage increases to the consumer
ücret zamlarını tüketiciye yansıtmak Verb
pass round to all the members of the family
bütün aile üyelerine geçirmek Verb
pass sentence of death to sb
birine ölüm cezası vermek Verb
pass sentence of death to sb
birine idam cezası vermek Verb
pass something from hand to hand
bir şeyi elden ele geçirmek Verb
pass something from to hand
bir şeyi elden ele geçirmek Verb
pass the buck to ...
suçu ...'e atmak Verb
pass through to ...
...'e yansımak Verb, Economics
pass title to sb
mülkiyeti başkasına devretmek Verb
right to pass
transit geçiş hakkı
right to pass through
transit geçiş hakkı
to pass a dividend
kâr payı ödememek Verb
to pass an item to the current account
bir kalemi cari hesaba geçirmek Verb
to pass by sale
(emlak) satış yoluyla temlik
to pass out
kendinden geçmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database